ATA Platform tarafından 24.01.2021 tarihinde çevrimiçi olarak Türkiye Ekonomisinin değerlendirildiği bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Söz konusu değerlendirme toplantısında 2021 yılı başı itibarıyla Türkiye Ekonomisinin durumu tarihsel süreç de vurgulanarak ele alınmış ve ülkemizin ekonomik sıkıntılarına yönelik çözüm önerileri gündeme gelmiştir.
Bu kapsamda;
İzmir İktisat Kongresi ve ulusal bağımsızlık-ekonomik bağımsızlık ilişkisi, Atatürk’ün ekonomik bağımsızlık felsefesinin erozyona uğraması, bu konuda Soğuk Savaş etkisi,
Türkiye’nin geçirdiği Karma İktisadi Model tecrübesi, bu konuda yaşanan sanayileşme ve kalkınma evreleri,
Türkiye ekonomisinin dönüşüm geçirmesinde 24 Ocak kararları olarak adlandırılan kararlar bütününün etkisi, Türkiye’nin ekonomik yapısı ve bu konuda tasarruf-sermaye eksikliği ilişkisi, Türkiye’de hanehalkının daha tasarruf eğilimli bir hale gelmesinin sermaye birikimini destekleyeceği,
Ekonomik gelişim anlamında kritik öneme haiz olan teknolojik altyapı ve dijital ekonomik süreçlerde Türkiye’nin seviyesi, Dijitalleşme ve dijital dönüşümün ekonomik alanlara yansıması,
Bu anlamda dünyada e-ticaretin giderek arttığı, Türkiye’de de e-ticaretin payının giderek artmakta olduğu, bu alanda gerekli güncel düzenlemelerin ve gerekli teknolojik altyapının geliştirilmesi gerektiği, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından bu alanda 2018 yılında hedefler ortaya konduğu, dünya genelinde yaşanan Covid-19 sıkıntısının da dijital ekonomi ve dijital sistemlerin büyümesinde olumlu bir etkisi olduğu,
Son yıllarda Covid-19 salgının da etkisi ile fakirleşmenin ve işsizliğin arttığı, 2008 Bankacılık krizi sonrasında dünyaya pompalanan sıcak paranın sistemden geri çekilmesinde sancılar olacağı, Covid-19 sonrasında krizlerden çok kaosların etkili olacağı,
Türkiye’nin iktisadi sıkıntılarının çözümüne yönelik olarak ise;
Türkiye’nin ilk etapta ekonomik sistemin düzelmesi konusunda sağlıklı bir kurallar sistemine ve hukuka, bu hukukun uygulanmasına ihtiyacının olduğu,
Türkiye’nin yeni bir ekonomik model ile ekonomik yapısını tedarik merkezli bir yapıya oturtarak coğrafi konumunun da avantajı ile Covid-19 salgını sonrası oluşan ekonomik süreçleri avantajına dönüştürebileceği,
Gelinen noktada finans-kapital odaklı günümüz küresel ekonomik yapısı içinde sanayileşmenin ve üretici bir ekonomiye sahip olmanın her zamankinden de kıymetli hale geldiği, Türkiye’nin de mevcut sermaye birikimi yapısı ile ekonomik kalkınmasının tamamlamasının zor olduğu, bu nedenle sanayi gelişimini merkeze alan devlet odaklı bir yatırım stratejisinin elzem olduğu,
Türkiye’nin gelir dağılımı konusunda karnesinin pek iyi olmadığı, yeni bir vergilendirme politikası ile gelir dağılımının dengeli hale getirilmesine yönelik bir sürecin ele alınması gerektiği,
Türkiye’nin ekonomisinde ve ticaretinde kendini bağladığı, karar mekanizmalarında söz hakkı olmadığı Gümrük Birliği’nden ayrılarak, gerek AB gibi bölgesel yapılar gerekse ülkeler ile Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) imzalayarak sanayileşme ve ticaret planını tekrar kendi eline alması gerektiği,
Hususları detaylı bir şekilde ele alınmıştır.