ATA Platform tarafından 27 Aralık 2020 tarihinde 2020 yılına yönelik değerlendirmelerin yer aldığı çevrimiçi bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Toplantıda,
- 2020 yılının en önemli gelişmesinin kuşkusuz Kovid-19 olduğu, virüs ile birlikte dünyada tedarik sisteminde sıkıntıların ortaya çıktığı, bu süreçte neo-liberalizmin kaybettiği, sosyal devlet ve kamuculuğun öne çıktığı, bu alanda Asya devletlerinin virüs salgınını Batı’ya kıyasla çok iyi yönettiği,
- 2020 yılında dünyada çok kutuplu sistemin yerleştiği, 2021 yılında da bu gidişatın ivmeyle devam edeceği, bunun Türkiye gibi ülkeler için iyi yönetilebilirse fırsatlar ortaya çıkaracağı,
- ABD seçimlerinde Trump’ın misyonunu yerine getirse de kaybetmesinin ve Biden’in göreve gelmesinin genel anlamda büyük bir değişiklik yaratmasının zor olduğu, Çin ile rekabetin süreceği, sadece ABD’nin 2021 yılında AB’yi daha çok yanına alarak küresel çapta çıkarlarını korumaya çalışacağı,
- 2020 yılının en önemli olaylarından birinin Asya-Pasifik bölgesindeki Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (Regional Comprehensive Economic Partnership; RCEP) anlaşması olduğu,
- Küresel taşımacılık sektöründeki sert daralmanın dikkat çekici olduğu, Kuzey Deniz Rotası’nın etkin kullanılmasının yeni bir dönemi başlatacağı,
- 2021 senesinde, ‘Green New Deal’ tartışmaları kapsamında yenilenebilir enerji kapasitesinin artacağı ve bunun ekonomilerde Kovid-19 sonrası istihdam ve büyüme için bir araç olarak kullanılacağı,
- Kovid-19 sürecinin yönetilmesinde toplumcu/kamucu yaklaşımın yararının görüldüğü, Türkiye’nin de bundan dersler çıkararak özelleştirmelerle kaybettiği sosyal devlet merkezli politikalara geri dönmesi gerektiği,
- Türkiye’nin Doğu Akdeniz başta olmak üzere deniz yetki alanlarını korumaya yönelik 2020 yılında başlattığı haklı mücadelesini devam ettirmesi gerektiği, KKTC’de iki devletli çözümün gelinen noktada artık zaruri olduğunun ortaya çıktığı, ancak Doğu Akdeniz’de yıl sonu itibariyle geri adım atıldığı,
- Libya’da Türkiye’nin karşısında bölge ülkelerinden oluşan bir ittifakın bulunduğu, ayrıca Türkiye’nin coğrafyasında başta Suriye politikası olmak üzere revizyon ile sığınmacı konusunu çözmesi gerektiği,
- ABD-AB’nin küresel çapta gerilemesinden Türkiye’nin yararlanması gerektiği, bu nedenle Brexit sürecini de dikkate alarak Türkiye’nin kararlarında etkin olmadığı ancak kurallarını uygulama zorunluluğu olduğu Gümrük Birliği’nin tartışılması gerektiği ve yumuşak bir geçiş ile sonlandırılmasının yenilenen dünya düzeni içinde yararlı olacağı,
- Coğrafyamızda küresel güçlerin yoğun bir mücadele içinde olduğu, burada Türkiye’nin resmi doğru okuyarak milli bir strateji belirlemesi gerektiği ama bunun görülmediği,
- Terörle Mücadelenin devam etmesinin gerektiği, özellikle yeni bir açılım benzeri politikaların ulusal bütünlüğün korunması açısından zarar vereceği,
- Türkiye’nin iktisadi sorunlarının salt faiz artışlarıyla giderilemeyecek kadar büyük olduğu ve 2021’de ekonomik krizin devam edeceği,
- Dış politikanın içeride artan siyasi dalgalanmayı kaldırmayacak kadar önemli olduğu, zira ekonomik olarak baş gösteren sıkıntıların Hükümetin dış politikasını etkilediğinin 2020’de görüldüğü ve 2021’de Türkiye’nin, AB ile ABD tarafından uygulanacak ‘yaptırımlar’ ile jeopolitik çıkarlar arasında sıkışacağı ve bu nedenle 2021’in Türkiye’nin yönelimi açısından kritik karar yılı olacağı,
Hususları detaylı bir şekilde ele alınmıştır.