ATA Platform
No Result
View All Result
  • ANALİZLER
  • ATA HAKKINDA
  • ATA KURUL
  • ATA TOPLANTILAR
  • İLETİŞİM
  • ENG
ATA Platform

BATI DÜNYASINI SİLİP SÜPÜREN KORKU, KAOS VE BÖLÜNMÜŞLÜK

by Hasan ÜNAL
30 Nisan 2020
in ANALİZ
8 min read
0 0
0
BATI DÜNYASINI SİLİP SÜPÜREN KORKU, KAOS VE BÖLÜNMÜŞLÜK

Dünya bugünlerde alt üst olmuş durumda. Çok bilgili ve dünya meselelerini iyi anlayan bir siyasi gözlemci üç dört ay önce komaya girmiş ve daha sonra kendine gelmiş olsaydı, arkadaşları ve meslektaşları Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupalı müttefiklerinin kendi kendilerini sürükledikleri şu anki bu kargaşayı ona nasıl açıklarlardı? Haftalar içinde, belki de günler içinde, o kudretli Batı, özellikle de ABD un ufak oldu: Avrupa, içinde bulunduğu kargaşada harap olmuş ve gittikçe kötüleşen durum ile mücadele edemiyor görünürken, ABD ise saldırıyı püskürtmek için, eğer biraz kaldıysa, güçsüz bir liderlik ve son derece az bir dayanışma sergiliyor.

 

Sorun şu ki, karşı karşıya kaldıkları durum konvansiyonel ve/veya nükleer bir saldırı değil. Başkan Trump’ın birçok vesile ile atıfta bulunduğu üzere, şiddetli saldırının arkasındaki bu güç bir ‘görünmez düşman’. Koronavirüs, ya da bilim insanlarının kendi jargonlarında ifade ettikleri ismiyle COVID-19, büyük bir mutasyon geçirerek yıkıcı bir küresel salgına neden oldu ve muhtemelen bu, virüsün bulaşıcılığı sebebiyle, dünyanın bugüne kadar gördüğü en tehlikeli ve en sinsi salgın. Virüs insan vücudu dışında, özellikle sert yüzeylerde saatlerce, hatta günlerce yaşayabiliyor ve insanlara bulaşabiliyor. Görünüşe bakılırsa, birçok uzman ve bilim insanı başlangıçta oldukça şaşırdılar ve 2019 sonu, 2020 başında salgın Çin’de ilk kez rapor edildiğinde tek kelimeyle nakavt oldular. Her şeye rağmen kendilerine geldiler ve görünmez Korona Ordusu ABD ve Avrupa’yı geniş çaplı bir işgale hazırlanırken, Batı’da ilk etapta bu virüsü önemsiz gibi gösteren politika yapıcılara rağmen, virüse karşı cesurca bir direniş ortaya koydular.

 

Bilim insanları ve uzmanlar bütün kanalları kullanarak, aslında zorlayarak, her yerde eşzamanlı tavsiyeleriyle dünya genelinde kafası karışık olan kitlelere ne yapmaları gerektiğini ve virüsten nasıl korunabileceklerini anlatmaya çalışıyorlar. Buna rağmen, artık küresel salgının merkezi haline gelmiş olan ABD’de ölüm oranları yükselişte. Diğer taraftan Avrupa’da, özellikle İtalya, İspanya ve Fransa’daki durum ise hala iyi görünmüyor.

 

Küresel salgın birçok hayata mal olarak yayılmasını sürdürürken, 1929-1933 arası yaşanan Büyük Buhran’dan çok daha kötü, büyük bir ekonomik çöküşe de neden oluyor. Hiçbir ordunun ABD’ye yapamadığını günler ve haftalar içinde Korona Ordusu yaptı: ABD’yi adeta baş aşağı çevirdi. İlk önceliği işleri yeniden canlandırmak ve ekonomiyi yeniden çıkışa geçirmek olan afallamış vaziyetteki Trump’ı kameralar, bilimsel danışmanına, sağlık personellerinin enfekte olmuş kişilerin vücutlarına ultra-viyole ışınlar uygulamalarını ve virüsten enfekte olmuş hasta insanların akciğerlerine dezenfektan vermelerini söylerken, aslında tavsiye ederken kaydetti. Dahası, Trump ve bazı Demokrat valiler sert bir tartışmanın içine girmiş durumdalar ve Trump Demokratların yönettiği eyaletlerdeki halkı karantina kurallarına uymamaları yönünde teşvik ediyor. ABD’de virüsün neden olduğu kaos o kadar büyük ki, bazılarının adeta yerlerinden zıplayarak, Çin’in ABD’nin zararına olacak şekilde dünya liderliğine doğru manevra yaptığı sonucuna varmalarına neden oldu.

 

Britanya’da ise durum, Başbakan Boris Johnson’ın, COVID-19 ile muhtemel enfekte olmuş insanlarla el sıkıştığını kameralar önünde övünerek açıklamasının hemen ardından kendisinin de enfekte olması ve hastaneye yatırılması, hatta yoğun bakıma alınması üzerine neredeyse kontrol dışına çıkmış vaziyette. Başbakanın yokluğunda Bakanlar Kurulu üyeleri televizyonlarda, özel koruyucu ekipmanları getirmek üzere Türkiye’ye gönderilen Kraliyet Hava Kuvvetleri uçağının ekipmanları alıp neden hala dönmediği sorusunu cevaplamaya çalışırken oldukça zor anlar yaşadılar.

 

İtalya ve İspanya ise haftalardır ve aylardır büyük bir yıkıma uğramış görünüyorlar ve tünelin en ucundaki küçük ışık hala net olarak anlaşılabilmiş değil: Bu, tünelin sonu mu? Yoksa, gelmekte olan trenin ışıkları mı? Avrupa Birliği (AB) de neredeyse felce uğradı, çünkü, bir nebze bile liderlik gösteremiyor ve dayanışmayı bir kenara bırakmış durumda. Salgının en çok vurduğu güney ülkelerinde kamuoyuna hakim olan hava, AB’nin küresel salgını ele alışı konusunda, belki de parçalara ayrılıyor spekülasyonlarına varacak sertlikte eleştirel.

 

Mevcut küresel salgın dünya üzerinde, eğer yaratacaksa, nasıl bir etki yaratacak?

Elbette dünya bulaşıcı bir hastalıkla ilk kez karşılaşmıyor: Kara Ölüm olarak bilinen orta çağlardaki veba salgını Avrupa nüfusunu kırıp geçirirken Avrasya ve Kuzey Amerika’da da büyük bir tahribat yarattı. Aynı şekilde, 1918-1920 arası yaşanan İspanyol Gribi de, o dönem dünya politikasında ve güç dengesinde büyük bir etkiye sahip olan Avrupa’da ve etkisi küçük olan ABD’de yaklaşık 50-100 milyon arası insanın ölümüne sebep oldu. Fakat, şu andaki küresel salgının dünya politikası ve ekonomisi üzerinde yarattığı etkiler açısından daha büyük bir ölçeğe sahip olması muhtemel görünüyor, çünkü bu salgın dünyanın güç dengeleri bakımından köklü değişimden geçtiği bir döneme denk gelmiş durumda: Tek kutuplu dünyadan çok kutupluya geçiş dönemi.

 

Bundan dolayı, müesses nizam yanlısı ‘Foreign Affairs’, ‘Foreign Policy’ ve ‘National Interest’ gibi etkili Amerikan dergileri boşuna, ABD’nin sürüklendiği duruma feryat eder nitelikte ve paha biçilmez değerdeki ABD dünya liderliğinin Çin’e doğru ellerinden kayıp gittiğini işaret eden ciddi makaleler yayınlamıyorlar. Hemen hemen herkes, korona sonrası dünyanın farklı olacağı görüşünde birleşmiş görünürken, bazıları da dünyanın yeni lideri Çin’in taç giyme törenine hazır olunması gerektiğini ifade ediyorlar. Diğerleri de mevcut küresel salgının AB’nin tabutuna çakılacak son çivi olabileceğini belirtiyorlar.

 

Çok kutuplu dünyaya doğru

Bu çıkarımlar ne kadar gerçekçi? Ya Japonya ve Batı, Çin’in son on yıllardaki göz kamaştırıcı ekonomik kalkınmasının belkemiğini oluşturan yatırımlarını geri çekerse? Esasında, Japon başbakanı üretime yönelik Çin’deki bazı önemli Japon yatırımlarının geri çekilebileceği fikrini açıkladığında, görünen o ki bu Pekin’de bir şok etkisi yarattı ve Çin lideri Xi yakın ekibine böyle bir hamlenin olası sonuçlarının araştırılması talimatını verdi. Trump’ın yakın çevresinde de benzer endişeleri dile getirenler ve Çin’deki Batılı yatırımların sadece bu ülkedeki olağanüstü ekonomik gelişmeye değil, aynı zamanda Çinlilerin ulaştığı kayda değer yüksek teknoloji ve inovasyon gelişmelerine de katkı sunduğunu seslendirenler var. Gerçeği ifade etmek gerekirse, ABD’de Trump’ın kendisi dahil birçok kişi Amerikan imalat sektörünün eve geri dönerek yeniden canlandırılması fikrini yaymaya devam ediyor.

 

Batılı sermayenin Çin’den topluca çıkışı olasılık dahilinde mi? Teorik olarak konuşursak evet, fakat pratiğe bakarsak bunun zor olduğu anlaşılacaktır. Dağları yerinden oynatacak derecedeki böyle bir çaba, en azından, kamusal fonları da içeren muazzam harcamaları gerektirecek ve en sonunda kesinlikle, ABD’nin finansal üstünlüğüne zarar verecek, dünya genelinde bir korumacılığa yol açacaktır.

 

Çin için bir başka sorun da Batı kamuoyunda yükselen husumet olabilir. ABD yönetiminin yanı sıra birçok kanaat önderinin salgın için Çin’i suçlayacağa benziyor: Çin DSÖ’ye şeffaf davranmadı, bazı önemli verileri günlerce sakladı. Bazılar o kadar ileri gitti ki, virüsün doğal olmayıp laboratuvarda üretildiği; ya Wuhan’da kontrolden kaçtığı ya da bazı düzeysizlerin ima ettiği gibi Çin’in insan yapımı bu canavarı Batı’yı zedelemek için bilinçlice kullandığını bile iddia ettiler. Dahası, ABD’de bazı hukuk firmaları salgından dolayı yakınlarını kaybedenlerden Çin’in yanlış politikasını dava etmek için imza topluyorlar. Çin GSYH’sinin yüzde kırkı eşdeğerinde bir meblağ olan 6.5 trilyon dolar talep ediyorlar.

 

Biri kullanılan dilden ABD liderliğinin, virüsün insan yapımı olduğu teorilerinin arkasına sığınarak, kendi ihmalkarlığını gizlemek için çabaladığını çıkarabilir. Şurası açık ki Çin, Batı’ya virüsle mücadele etmek ve hazırlık için en az iki kıymetli ay verdi fakat ABD, Britanya ve diğerleri uyarıları ya Trump örneğinde virüsün yaz sıcağında öleceği söylemiyle hafife aldı ya da Johnson örneğinde sürü bağışıklığı fikri üzerinde alay etti. Ancak, ABD, Britanya ve Avrupa’daki Çin karşıtı ruh hali Batılı karar verici ve medya organlarının tazminat için her şeyi yapabileceğini de gösteriyor. Bunun Çin mallarını boykota varıp varmayacağı görülecek ama daha muhtemelen olan böyle bir hareketin karşılıksız kalmayacağı.

 

Peki ya AB?

Her şeyden öte koronavirüs etkisiyle, ABD’nin dünya liderliğinin ciddi bir yara aldığı ve çok-kutupluluk sürecinin hızlandığı görülüyor. AB’nin içinde bulunduğu sorunlar da aşağı kalır değil. Virüs, üye devletleri vurmaya başladığında AB’nin dayanışma gösteremediği açık. İhmalkarlık ve kararsızlık nedeniyle salgının sert etkisiyle sarsıldığında İtalya’nın yardım çağrıları yanıtsız kaldı.

 

Meseleleri daha çetrefil yapan ise üye ülkelerin kendi sorunlarına gömülürken ulusal çıkarlarını AB’ninkinin önüne koyması oldu. İşin ilginci, İtalya ve İspanya gibi salgından en çok etkilenen ülkelerin yardımına Rusya, Çin ve hatta altmış yıldır ABD yaptırımlarından çok çeken Küba’nın koşması oldu. Türkiye ise tıbbı malzeme ve diğer ekipman yardımlarını, her ne kadar NATO üyeleri her AB platformunda Türkiye’yi Yunanistan’a karşı suçlasa da, NATO dayanışmasının parçası olarak gönderdi.

 

İtalya ve İspanya kamuoyunda AB’ye olan öfke yükselmiş durumda olsa ve bazı siyasetçiler hayal kırıklığı açıklasa da AB’nin çöktüğünü söylemek için henüz erken çünkü bu ülkeler ile AB arasındaki bağlar hala çok güçlü. Bununla birlikte, her şeyin eskisi gibi olacağı ve aşı bulununca bu yaşananların unutulup eski duruma dönüleceğini iddia etmek de aynı şekilde yanlış olur. Çünkü bu salgın, 2008-09 yıllarındaki gibi ağır finansal ve ekonomik krizle birlikte geldi ve AB üzerindeki etkisi de büyük olacak.

AB’nin siyasi bir birlik olarak Avrupa Birleşik Devletlerine dönüşme emelinin bittiğini iddia etmek güç değil ve hatta parasal birlik de güçlü bir meydan okumayla karşı karşıya ama İspanya, İtalya gibi iktisadi ve mali görünümleri iyi olmayan, dev kamu borç riski altındaki ülkelerin AB’den çıkmasını beklemek de gerçekçi bir bakış olmayabilir.

Previous Post

SIRADA ‘IT-EXIT’ Mİ VAR?

Next Post

TÜRKİYE JEOPOLİTİK EKONOMİSİ

Related Posts

İKİNCİ KARABAĞ SAVAŞI: Kazananlar & Kaybedenler
ANALİZ

İKİNCİ KARABAĞ SAVAŞI: Kazananlar & Kaybedenler

1 Aralık 2020
BIDEN DÖNEMİNDE TÜRK AMERİKAN İLİŞKİLERİ
ANALİZ

BIDEN DÖNEMİNDE TÜRK AMERİKAN İLİŞKİLERİ

25 Kasım 2020
KIBRIS’TA İKİ DEVLETLİ MODELE GEÇİŞ Mİ?
ANALİZ

KIBRIS’TA İKİ DEVLETLİ MODELE GEÇİŞ Mİ?

20 Ekim 2020
Next Post
TÜRKİYE JEOPOLİTİK EKONOMİSİ

TÜRKİYE JEOPOLİTİK EKONOMİSİ

ÖNE ÇIKANLAR

ANASAYFA

ATA PLATFORM KURULUŞ TOPLANTISI

1 sene ago
ATA PLATFORM AKADEMİ

ATA PLATFORM AKADEMİ

4 ay ago
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE YAKLAŞAN SEÇİMLER

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NDE YAKLAŞAN SEÇİMLER

10 ay ago
BATI DÜNYASINI SİLİP SÜPÜREN KORKU, KAOS VE BÖLÜNMÜŞLÜK

BATI DÜNYASINI SİLİP SÜPÜREN KORKU, KAOS VE BÖLÜNMÜŞLÜK

8 ay ago

KATEGORİLERE GÖRE

  • ANALİZ
ATA Platform

27 Aralık 2019’da Ankara’da kurulan ATA PLATFORM, değişim sürecindeki dünya sisteminde Türkiye’nin konumunu ele alan siyaset üstü ve bağımsız bir tartışma platformudur.

Founded in Ankara on December 27, 2019, ATA Platform is a non-governmental and independent discussion platform, examining Turkey’s position in the world system which is in the process of change.

Son Yazılar

  • 2020 YILI DEĞERLENDİRMESİ
  • ATA PLATFORM – BAKÜ NETWORK TOPLANTISI
  • İKİNCİ KARABAĞ SAVAŞI: Kazananlar & Kaybedenler
  • BIDEN DÖNEMİNDE TÜRK AMERİKAN İLİŞKİLERİ
  • 2020 ABD SEÇİMLERİ: KAÇINILMAZ KUTUPLAŞMA

Kategoriler

  • ANALİZ

Sayfalar

  • ANALİZLER
  • ANASAYFA
  • ATA HAKKINDA
  • ATA KURUL
  • ATA TOPLANTILAR
  • İLETİŞİM

© 2019 ATA Platform - Tüm Hakları Saklıdır. Yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. ataplatform.org 'da yayımlanan içeriklerin her türlü telif hakkı Eppen Dan. ve Tic. Ltd. Şti.'ye aittir.

  • ENG
No Result
View All Result
  • ANALİZLER
  • ATA HAKKINDA
  • ATA KURUL
  • ATA TOPLANTILAR
  • İLETİŞİM

© 2019 ATA Platform - Tüm Hakları Saklıdır. Yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. ataplatform.org 'da yayımlanan içeriklerin her türlü telif hakkı Eppen Dan. ve Tic. Ltd. Şti.'ye aittir.

Login to your account below

Forgotten Password?

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In