Yeni bir on yıla girerken, yepyeni bir teknolojik altyapı deneyimi yaşayacağımız yeni bir döneme giriyoruz. Geçmişte çevik ve hızlı olan ve yeni teknolojik altyapıların potansiyel ekonomik faydalarını öngörebilen ülkeler, zamanın iktisadi alanda lider ülkeleri oldular. Bu kritik teknolojik altyapıların yayılmasını geciktirmek, Türkiye de dahil bütün ülkeler için büyük bir fırsat maliyeti yaratacaktır.
Bu yeni altyapı 5G teknolojileri ve ötesidir. 5G konusunda oluşturulan birçok abartının ışığında, 5G’nin etkisi hakkında her ülkenin delillere dayalı bir şekilde kendi anlayışını oluşturmaya ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bu konu, bu dönemin en kritik milli meselesidir. 5G sadece telekomünikasyon ve mobil operatör uzmanlığı değil, stratejik olarak seçilmiş dikey sektörlerin de katılımını zorunlu kılmaktadır. Milli 5G projeleri ayrıca bu yeni altyapı döneminde yüksek kalitede fikirler üretecek milli araştırmacılara ve akademisyenlere gereksinim duyacak.
Araştırmacılar, 5G’nin yayılmasının geciktirilmesinin maliyetinin belirlenmesine yardımcı olmalıdır. Ayrıca her dikey sektöre 5G’nin yaratacağı fırsatların öngörülmesine yardımcı olmalıdırlar. Ülkelerin cevaplaması gereken bir dizi temel soru var. Örneğin, 2020-2030 arasında her dikey sektör başına 5G tarafından devreye sokulmuş hasıla ne olacaktır? Ve aynı avantaj 2020-2045 arasında nedir? Bunlar gayretli ve yüksek kaliteli araştırma ekiplerinin dikkatine ihtiyaç duyan sorular.
5G önceki jenerasyon mobil teknolojilerinden (2G, 3G ve 4G) farklı. 5G altyapısı devreye girdiğinde iş verimliliğini artıran, yaşam tarzlarını zenginleştiren ve yeni iş fırsatları yaratan devrim niteliğinde yeni teknolojilerle karşılaşacağız. Öte yandan 6G bütün bu önceki teknolojilerden önemli ölçüde farklı olacak yepyeni bir altyapı. 5G’de öncü olmak, aynı zamanda 6G’yi araştırma ve geliştirmede fırsatlar sunacaktır.
5G, 4G’ye kıyasla yüksek hız, düşük bekleme süresi, artırılmış güvenilirlik, düşük güç tüketimi, daha fazla uçbirim aygıt yoğunluğu gibi iyileştirmeler getiriyor. Belki de en önemlisi, 5G’nin farklı performans karakterine sahip birçok sanal şebekenin desteklenmesine imkân veren yeni şebeke yönetim fırsatları sunuyor olmasıdır.
Bu şebeke dilimlemesi, tarihte ilk defa, mobil veri hizmetlerinin spesifik kullanıcıların belirli karakteristik özelliklerine göre düzenlenmesi imkanını yaratmaktadır. Örneğin, yoğun bir nesnelerin interneti sensör şebekesi için terminallerin düşük güç tüketimi, bağlantı hızından daha öncelikli olabilecekken, bir başka bir şebeke dilimi aynı altyapı üzerinde yüksek hızlı mobil geniş bant hizmeti sağlayabilir.
5G üç kilit kabiliyet sunacak:
Artırılmış Mobil Geniş Bant: Bu basit, ama zorlayıcı 5G kabiliyet hedefi, hatırı sayılır şekilde daha fazla 5G etkinleştirilmiş aygıta her yerde (evler, ofis binaları, alışveriş merkezleri ve büyük mekanlar dahil) yüksek kalite hizmet verebilmek için evrensel minimum veri ücreti sağlamayı amaçlamaktadır.
Çok Büyük Nesnelerin İnterneti: 5G bütün sistemini çok büyük ölçekte makinalar arası haberleşme ve nesnelerin interneti şebekelerinin lisanslı ve linsanslı olmayan spektrumlarda düşük güçte çalışmasını destekleyecek şekilde dizayn ediyor.
Kritik Görev Hizmetleri: Kritik görev kabiliyetleri, 5G’nin yüksek güvenirli bağlantıları, çok düşük gecikme bağlantısı, güçlü güvenlik ve kullanılabilirliği sayesinde, yeni piyasa fırsatlarını desteklemek için hayati önemde görülmektedir.
Hemen hemen her zaman işleri olduğu gibi tutmaktan memnun olan bir kurumsal ataletin varlığından dolayı yeni tekno-ekonomik paradigmalar her zaman düşük ivme zorluğuyla karşılaşırlar. Bu nedenle, bu ivmelenme özellikle çok yavaşsa, sosyo-ekonomik değişim zaman alır. Eğer atalet görmezden gelinecek seviyedeyse ve yeni sağduyu hızlı bir şekilde inşa edilebilirse, ülke ileri gider. Bazı ülkelerin ileri gitmesi ve bazı ülkelerin geri kalması, bu kritik ivmelenmenin doğasından kaynaklanmaktadır.
Çin, bilişim ve iletişim devrimindeki hızlı-kritik ivmelenmenin çok güzel bir örneğidir. 25 yıl içinde Çin yönetimi bu yeni sağduyuyu aşılayarak 5G, yapay zekâ ve blokzinciri gibi altyapı teknolojilerinde muhteşem bir ilerleme sağlanmasına sebep oldu. Çin çok özel bir vaka, zira tarihte ilk defa dünyanın en büyük ülkesinin görece olarak kısa bir zamanda kendini böylesi dönüştürdüğünü görüyoruz.
Yeni teknolojiler bir gecede olmaz. Tekno-ekonomik paradigmaların iyi öğrencileri bu yeni teknolojilerin nasıl kök saldığı ve finans kapitalin bu yeni teknolojilerin yayılmasında nasıl bir rol oynadığıyla ilgili belirgin modeller gözlemiştir. Araştırmaları Silikon Vadisi’ndeki birçok önde gelen yatırımcı tarafından takdir edilen Carlota Perez, 1770’deki ilk sanayi devriminden beri olan bütün teknolojik devrimleri araştırdı. Bu devrimlerin finansal piyasaları nasıl etkilediğini teşhis etti.
Bulduğu çıkarım her teknolojik devrimin iki aşaması olduğuydu; teknolojinin piyasaya geldiği ve altyapının inşa edildiği (tren yolları için raylar, arabalar için seri üretim hatları, internet için dağıtıcı ve şebeke altyapısı) kurulma aşaması ve teknolojinin yaygın bir şekilde toplum tarafından adapte edildiği (banliyölerin ve alışveriş merkezlerinin oluşması ve internet/ mobil iletişim döneminde Iphone ve facebook’un adaptasyonu) yayılma aşaması. Bu iki aşama arasındaki dönüm noktası her zaman bir finansal kriz ve sonrasında toparlanmayla belirlenmiştir.
Ülkelerin tercihleri vardır. Kendilerini teknoloji konusunda lider olarak konumlandırmak isteyen ülkeler kabiliyetlerini daha kurulma aşamasında inşa etmek zorundalar. Bazı devlet yetkilileri yayılma aşamasını bekleyip altyapıya daha ucuz ulaşma imkanına sahip olmayı tercih edebilirler ama bu kesinlikle fırsatların kaçması demektir.
Yeni teknoloji yatırımının zamanlamasına karar vermeye çalışırken devlet yetkililerin net bir 2025 ve 2030 vizyonu olması gerekir. Unutmayalım ki 5G ve ona eşlik eden teknolojilerle birlikte üretimin büyük bölümü yerelleşecek. 2025 ve 2030 gibi ucuz işçiliğin sağladığı üstünlük yok olacak.
İlave olarak, eğer Türkiye 5G’ye yayılma aşamasındayken yatırım daha ucuzladığında girmeye karar verirse, o zaman ülkemiz yeni nesil teknolojilerin kurulma aşamasını kaçırmış olacak.
Türkiye aradaki farkı daha yüksek ivme ve güçlü aksiyonla kapatabilir. Ve teknolojik altyapısını dönüştürerek ve yerlileştirerek, 5G, 6G ve ötesinde güçlü bir iktisadi liderlik elde edebilir.